Türkiye'de Çok Özlediğim 5 Şey
🇹🇷 Hoş Geldiniz! Hollanda'ya taşınmamın üzerinden tam 1.5 yıl bir geçti. Hollanda, iyi planlanmış, hayat kalitesinin yüksek olduğu ve insanların genellikle mutlu olduğu bir ülke. Ancak elbette Türkiye'den ayrıldığımızda özlediğimiz bazı şeyler oluyor. Bu blogda sizlere "Türkiye'de Çok Özlediğim 5 Şey"den bahsedeceğim. Keyifli Okumalar!
👀 Merak edebileceğiniz diğer blogları aşağıda bulabilirsiniz.
📸 Youtube videosu: Türkiye'de Çok Özlediğim 5 Şey
✍️ Bu yazıda neler var?
1-) Yemek Kültürü ve Mutfak:
Hollanda'ya taşındıktan sonra yaşadığım yemek kültürü deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, Hollanda planlı, düzenli ve mutlu insanların ülkesi. Ancak, yemek konusunda bazı zorluklarla karşılaşmamak mümkün değil.
Hollanda'da dışarıda yemek yeme deneyimi bazen bir hayal kırıklığı olabiliyor. En basitinden çorba içmek ya da bir sandviç yemek için restorana gittiğinizde, beklediğiniz lezzeti bulamayabilirsiniz. Hem de yemekler için oldukça yüksek fiyatlar ödemenize rağmen! Balık ve patates kızartması belki de en yaygın seçenek, ancak bunlar bile, her zaman beklentilerinizi karşılamayabilir.
Birçok Türk gibi, biz de Hollanda'da iyi yemekler yemek için İtalyan, Fransız, Hint ya da Afrika restoranlarına yöneliyoruz. Hatta daha da iyisi, Türk restoranlarının kapısını çalıyoruz. Çünkü ne kadar harcayacağımızı biliyoruz ve en azından gerçekten lezzetli bir şeyler yiyebiliyoruz. Marketteki kaliteli ürünlerini görünce insan şaşırıyor. Ancak, bu ürünleri birleştirip güzel bir yemek yapmak Hollandalılar için zor olabiliyor.
Türkiye'den ayrı kaldığınızda, siz de yeme kültürünün özlediğinizi hissedebilirsiniz. Türk mutfağı, dünyadaki en lezzetli ve çeşitli mutfaklardan biri. Sulu yemekler, kebaplar, tatlılar ve tabii ki, demli Türk çayı... Bunları özlememek elde değil.
Hollanda'daki Türkler genellikle hafta sonları Türk restoranlarında açık büfe kahvaltılara veya yemeklere yöneliyorlar. Çünkü bizim yemek kültürümüz, bir başka ve dünyanın en güzel mutfaklarından biri.
2-) Türk İnsanları:
Farklı coğrafyalardan gelen bireylerin deneyimleri, yasantilari, yedikleri yemekler ve davranislari kesinlikle birbirinden cok farkli. Kendi deneyimlerim üzerinden konuşmak gerekirse, internasyonel bir şirkette çalışan biri olarak, Türkiye'nin misafirperverlik ve samimiyet konusundaki eşsiz niteliklerini sıklıkla özlüyorum. Bu yazıda, Türk insanının özünde taşıdığı bu değerleri ve benim gözlemlerim üzerinden bunların ne kadar değerli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Türk insanının samimiyeti ve içtenliği, iş ilişkilerinden sosyal etkileşimlere kadar her alanda belirgindir. Bir masa etrafında toplandığınızda, Türk arkadaşların samimiyeti ve neşesi, ortamı hemen canlandırır ve herkesi bir araya getirir. Bu özellik, Türk kültüründe iletişimin ve ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu gösterir.
3-) Sosyal Çevre:
Türkiye'de yaşayan herkesin belirli arkadaş gruplarıyla özgün ritüelleri ve anlık karar alma özgürlüğü vardır. Bu yazıda, Türkiye'deki arkadaşlık ilişkilerinin samimiyetini ve paylaşılan keyifli anları vurgulamak istiyorum. Arkadaş grubumuzun içtenliği, muhabbetinin kalitesi ve neşesi gerçekten benzersiz. Dil bariyerlerinin olmadığı bu ortamlarda, insan kendini gerçekten anlaşılmış ve kabul görmüş hissediyor. Bu nedenlerden dolayi Hollanda'da yasamaya basladiktan sonra bol bol Turk arkadasiniz olacak :)
Arkadaş grupları arasında özel ritüeller ve etkinlikler vardir. Mesela, belirli periyotlarda düzenlenen tatil kahvaltıları veya ani içme kararları gibi aktiviteler, bir araya gelip keyifli zaman geçirmenin bir yolu olarak kabul edilir. Bu etkinlikler, arkadaşlık bağlarını güçlendirir ve birbirini daha yakından tanıma fırsatı sunar.
Türkiye'deki arkadaşlık ilişkileri, samimiyetin ve içtenliğin ön planda olduğu bir ortam sunar. İnsanlar arasındaki iletişim, sadece yüzeyde kalmaz, aynı zamanda derin duyguları ve düşünceleri paylaşma cesareti de bulunur. Bu sayede, herhangi bir konuda rahatlıkla konuşulabilir ve problemler açıkça dile getirilebilir.
Arkadaşlık ilişkilerinin güçlenmesiyle birlikte, insanlar kendilerini daha az yalnız hissederler. Arkadaş grubunun sağladığı destek ve anlayış, bireylere güç verir ve zor zamanlarda bile yanlarında birinin olduğunu hissettirir.
Türkiye'deki arkadaşlık ilişkileri, samimiyetin, içtenliğin ve paylaşılan keyifli anların ön planda olduğu bir ortam sunar. Ritüeller ve anlık kararlar, arkadaş gruplarının bir arada olma ve birbirlerine destek olma şeklini şekillendirir. Bu özel bağlar, insanların kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlar ve hayatlarında güçlü bir dayanak oluşturur. Bu arkadaşlık ortamimi ve samimiyeti cok ozluyorum.
4-) 4 Mevsim:
Hollanda'nın iklimi genellikle soğuk, rüzgarlı ve yağışlıdır. Özellikle kış aylarında, sık sık yagmur yağışı ve düşük sıcaklıklarla karşılaşılır. Bu durum, enerji krizi gibi zorlukları da beraberinde getirebilir. Evlerin içinde yeterince sıcak olmaması, insanları dışarı çıkmaktan kaçınmaya teşvik eder. Hollandalılar da günlük aktivitelerini genellikle hava durumuna göre planlarlar ve dışarı çıkmak için hava durumu uygulamalarını sıkça kullanırlar. Hollanda'da yazili olmayan bir kural var :) Tum Hollandalilar evlerininin sıcaklığını 21 dereceye ayarlar :)
Burada hava durumu, genellikle kapalı ve gri bir gökyüzüyle karakterizedir. Rüzgarın şiddeti ve yağış miktarı da dikkate alındığında, insanlar dışarı çıkmaya karar verirken çok dikkatli davranırlar. Özellikle önceden haber verilen yağmur veya kar yağışı (nadir de olsa), insanların günlük planlarını değiştirmesine neden olabilir.
Hollanda'da yaşamak, hava durumuna adapte olmayı gerektiren bir deneyimdir. Soğuk, rüzgarlı ve yağışlı hava koşulları, insanların günlük aktivitelerini etkiler ve dışarı çıkmaya olan isteği de azaltır. Kullanilan hava durumu uygulamaları, hava koşullarını takip etmeye ve günlük yaşamı planlamaya yardımcı oluyor. Bu nedenle, Hollanda'da yaşayanlar için hava durumu, günlük kararlarını etkileyen önemli bir faktördür. Tum bunlardan dolayi 4 mevsimi yasayan Türkiyeyi özlememek elde değil.
5-) Eğlence Sektörü:
Türkiye'deki eğlence sektörü ve hayatın enerjisi, benim gibi yurtdışında yaşayan biri için gerçekten özlenesi bir deneyim. Bu yazıda, Hollanda'da yaşarken özlediğim, İstanbul'un canlı eğlence ortamlarını ve hayatın hiç durmamasını vurgulamak istiyorum.
Hollanda'da yaşarken, restoranların, barların ve süpermarketlerin erken kapanmasıyla karşılaştım. Bu durum, marketten bir şey almak istediğinizde veya dışarıda vakit geçirmek istediğinizde sınırlı seçeneklerle karşılaşmanıza neden oluyor.
Hollanda'daki eğlence mekanlarının bazılarında yaşadığım hayal kırıklığı da bu durumu pekiştirdi. Elektronik müzikle ünlü olan bir ülke olarak bilinen Hollanda'da, beklentilerimin aksine, gidilen birçok barın atmosferi ve müzikleri beni tatmin etmedi. Ödenilen yüksek ücretlere rağmen beklediğimiz keyfi alamadık ve yapay bir ortamda olduğumuzu hissettik.
Öte yandan, Türkiye'deki eğlence sektöründeki canlılık ve dinamizmi özlüyorum. Özellikle İstanbul'da, gece hayatı hiç durmuyor. Her saatte istediğiniz yerde istediğiniz şekilde eğlenebilirsiniz. Gece yarısından sonra bile sokaklar ve mekanlar dolup taşar, insanlar dans eder, sohbet eder ve keyifli vakit geçirirler.
Sonuc olarak her ülkenin hem negatif hem de pozitif özellikleri var. Umarim mutlu oldugunuz yerde yaşayabilirsiniz.
👀 Merak edebileceğiniz diğer bloglara aşağıdan ulaşabilirsiniz.
✋ Bir sonraki blog'ta görüşmek üzere! Kendinize iyi bakın, hoşça kalın :)
📹 YOUTUBE: Hollanda'daki Yazilimci
📸 INSTAGRAM: denniskender
📖 TWITTER: denniskender
📱TIKTOK: Hollanda'daki Yazilimci
Bu blog Hollanda'da yaşam, Hollanda'da yaşamak zor mu, Hollanda'da dil bilmeden yaşamak, Hollanda'da yaşam, Hollanda'da yaşamak için gerekli şartlar, Hollanda'da yaşamak için ne yapılmalı, Hollanda'da yaşamak nasıl, Hollanda'da yaşamak için hangi dil sorularini cevaplamaktadir.
